HASANKEYF
Diclenin
sesine ses katanım
Hasankeyf'im
Sen
ki
Heredot'un,
İskender'in
Selahaddin'in
selamını getirirsin
Evdalé Zeynıké’nin sesiyle
…
Ve kıskanır durur habire
İlyada ve
Kibele
Yüzyılların
Tarih kokan, insan kokan
Tarih kokan, insan kokan
Medeniyete
bandırılmış selamın
Başım gözüm üstüne
Başım gözüm üstüne
Dost bilirsen
beni
Sözümü
de acı bil
Bundan gayrı
Bilmem haberin var mı
Bahar kokmuyoruz artık
Üstümüz başımız
Kanserojen madde
Hatta yüreğimiz bile.
Dört bir yanımız
Masal zamanlarda
Botan'ın ormanlarıyla
çevriliyken
Şimdiki zamanda
Yüreğimiz kadar
Kahredici betonarme
Oksijeni olmaktasın
yine de
Yüzü sana
dönük
Saksıdaki son
çiçeğin
Ve
de bizlerin
Petrolün
atıkları yetmez iken
Termikler, barajlar
Kurulur
oldu
Sözde
hediye
Bilmem
ne diye
Ölüm hiç olur mu hediye.
Ölüm hiç olur mu hediye.
Savaşların, yıkımların
Ve
de depremlerin
Yüzyıllardır yıkamadığı
Sen Hasankeyf
Yılmak yok,
asla
Söz ver
geleceğe
Her daim
seyrine dalmış,
Tarihin
gizemli yolculuğunda
Ardına düşmüş
Milyonlara, bizlere.
Haykır bağıra, çağıra
“
VARDIM, VARIM
DÜNYA DÖNDÜKÇE
VAR OLACAĞIM “
diye.
Necat GÜNDEM
Necat GÜNDEM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder