31 Temmuz 2013 Çarşamba

ŞÎRET - JÎLA HUSEYNÎ ( 1964 - 1996 )



Öğüt

Vakit gelir de nazlı bir kızı
evinin gelini yaparsan
sana tavsiyem
ona göz kulak ol
parmaklarımın kokusu kalmasın
saksıda, duvar ve pencerelerinde



Dese ki:
"Solgun bir gül kokusu
geliyor burnuma"
De ki:
"Canım
inan
senden başka
gül yok dünyada."
Sakın ha adımı anıp da
küstürme evinin mutluluğunu


Olur da bir kadın görürsen
bedeni kederle örtülü
gözleri ölgün ve hüzünlü
dudakları kuru ve çatlamışsa
ve bana benzetmişsen
ürperip de
demeyesin, bu düşkünün resmi
hatıradır
geçmişimin albümünde






Jîla Huseynî 


1964 yılında İran'ın Seqiz şehrinde dünyaya geldi. Hakim olan babası Mehran Huseynî'nin çok zengin bir kütüphanesi vardı ve ölmeden önce kızının çalışmalarına sürekli destek sunmuştu. Şair de 15 yaşında şiir yazmaya başladı fakat hayat ona uzun yaşama şansı vermedi. 1996 yılında Tahran'a gelen Kürt şair Şêrko Bêkes'i karşılamaya giderken trafik kazasında hayatını kaybetti. Şair'in iki kitabı ile birlikte birkaç öyküsü de yayınlandı. Jîla Huseynî'nin Türkiye'de ilk kez bir kitabı "Mirina Rojê (Güneşin Ölümü)" adıyla çıktı. Kitabına yazdığı önsözde Şêrko Bêkes, şair için şöyle diyor: "Ben onun mektuplarından yakından biliyorum şiir aşık'tı, Jîla'da maşuk'tu". Kadın, şehid, nasihat, aşk, yakarış ve daha bir çok imge ve konuyu işlemiş Jîla Huseynî kitabında.


YEŞİLİN ÖZGÜR TONU


GOTINÊ PÊŞÎYEN KURDA









18 Temmuz 2013 Perşembe

ÖZGÜRLÜK - PAUL ELUARD



Özgürlük

Okul defterlerime 
Sırama ağaçlara 
Kumlar karlar üstüne 
Yazarım adını 

Okunmuş yapraklara 
Bembeyaz sayfalara 
Taş kan kağıt veya kül 
Yazarım adını; 

Yaldızlı tasvirlere 
Toplara tüfeklere 
Kralların tacına 
Yazarım adını 

Ormanlara ve çöle 
Yuvalara çiğdeme 
Çın çın çocuk sesime 
Yazarım adını 

En güzel gecelere 
Günün ak ekmeğine 
Nişanlı mevsimlere 
Yazarım adını 

Gök kırpıntılarına 
Güneş küfü havuza 
Ay dirisi göllere 
Yazarım adını 

Tarlalara ve ufka 
Kuşların kanadına 
Gölge değirmenine 
Yazarım adını 

Fecrin her soluğuna 
Denize vapurlara 
Azgın dağın üstüne 
Yazarım adını 

Bulutun yosununa 
Kasırganın terine 
Tatsız kaba yağmura 
Yazarım adını 

Parlayan şekillere 
Renklerin çanlarına 
Fizik gerçek üstüne 
Yazarım adını 

Uyanmış patikaya 
Serilip giden yola 
Hıncahınç meydanlara 
Yazarım adını 

Yanan lamba üstüne 
Sönen lamba üstüne 
Birleşmiş evlerime 
Yazarım adını 

İki parça meyvaya 
Odama ve aynaya 
Boş kabuk yatağıma 
Yazarım adını 

Obur köpekçiğime 
Dimdik kulaklarına 
Acemi pençesine 
Yazarım adını 

Kapımın eşiğine 
Kabıma kacağıma 
İçimdeki aleve 
Yazarım adını 

Camların oyununa 
Uyanık dudaklara 
Sükütun ötesine 
Yazarım adını 

Yıkılmış evlerime 
Sönmüş fenerlerime 
Derdimin duvarına 
Yazarım adını 

Arzu duymaz yokluğa 
Çırçıplak yalnızlığa 
Ölüm basamağına 
Yazarım adını 

Geri gelen sağlığa 
Kaybolan tehlikeye 
Hatırasız ümide 
Yazarım adını 

Bir tek sözün şevkiyle 
Dönüyorum hayata 
Senin için doğmuşum 
Seni haykırmaya 

Özgürlük 

Paul Eluard 

Çeviri : M. C. Anday - O. V. Kanık

DÎLBER - FEQÎYÊ TEYRAN





ERŞÊ MUELLA - EHMEDÊ XANÎ




4 Temmuz 2013 Perşembe

BİR BABANIN GÜNÜYLE DİYALOĞU - NECAT GÜNDEM

Bir Babanın Günüyle Diyaloğu

Ekmek soğanla çorbanın 
Soframdan 
Derdin tasanın işsizliğin 
Kafamdan 
Yine eksik olmadığı 
Yeni gün; 
Söyle hele 
Bugün günlerden nesin 
Adın ne 
Ötekilerden farkın ne 
Diğer gündaşların gibi 
Bütün yaşamımı 
Bana söyleyeceğin 
Bir merhaba ve elvedaya mı sığdıracaksın 
Yoksa 
Umutlarımın kapısını mı bana aralayacaksın 

Hiçbirini yapmayıp da 
Defol mu diyeceksin 
Ardına kadar açtığın ölüm kapısını göstermekle 

Ama bil ki ey günüm 
Yiğitlik mertlik demek 
Dürüstlük demek 
Ne diyeceksen de artık 
Çocuklarım beni evde beklemekte 
Ağlamasınlar artık 
Gözyaşlarına yazık 

Ekmek yerine miras diye 
Çocuklarıma bırakacağım 
Ama benden çaldığın umutlarımı 
İyisi mi ver artık 
Sen yoluna akşam karanlığına 
Bense bir sonraki sabahıma 
Pırıl pırıl güneşime.

Necat Gündem

BETONARME - NECAT GÜNDEM


AMA NERDE ? - NECAT GÜNDEM